26 Şubat 2012 Pazar

Oscar Tahminleri





Oscar ödül töreni bu gece. 


Bir süredir ne film izleyebildim ne de yazabildim. Çünkü evimdeki televizyonun kumandası şimdilik babamda. Kumanda babamdayken sinemayla değil, sporla haşır neşiriz. Lakin böyle gelmiş böyle gitmez, orası kesin.   



Hala izleyemediğim filmleri bir kenara bırakırsak, izlediklerim üzerinden biraz Oscar sohbeti yapalım: 

Oscar tarihinde bugüne kadar sadece 3 film "En İyi Film", "En İyi Yönetmen", "En İyi Aktör", "En İyi Aktris" ve "En İyi Senaryo" dallarının hepsini birden kazanmış. Bu filmler "Bir Gecede Oldu", "Guguk Kuşu" ve "Kuzuların Sessizliği". Üçünü de izledim. Listede Frank Capra'nın  1934 yapımı "Bir Gecede Oldu" (It Happened One Night) filmi yerine, "It's A Wonderful Life"'ı olsaydı, en ufak bir itirazım olmazdı. James Stewart'a hayran olduğum ve hikayesine bayıldığım fantastik drama türündeki bu film (Şahane Hayat adıyla Türkçeye çevrildi), ne yazık ki güçlü rakibi nedeniyle 1946 yılında hiçbir Oscar kazanamamış. William Wyler'ın The Best Years Of Our Lives (Hayatımızın En Güzel Yılları) neredeyse bütün ödülleri toplamış. Ne yapın edin, Şahane Hayat'ı izleyin. İlk fırsatta bu filmi burada yazacağım, ki Frank Capra'nın da en sevdiği filmiymiş Şahane Hayat. 

Sadece üç film 11 dalda Oscar ödülünü almayı başarmış: "Ben Hur", "Titanic" ve "Yüzüklerin Efendisi: Kralın Dönüşü" . Benim itirazım yok. Sanırım Ben Hur'u bir yerlerden bulup yeniden izlemek lazım.

Bu yıla gelirsek:

En İyi Film Adayları: "The Artist", "Descendants", "Extremely Loud & Incredibly Close", "The Help", "Midnight in Paris", "Moneyball", "The Tree of Life" , "Hugo" ve "War Horse" . 

Hugo'yu izlemediğim ve illa ki sinemada izlemek istediğim için kesin bir şey söylemek zor, ama "The Artist" diğerlerine göre bir adım önde gibi. "Midnight in Paris" (Paris'te Geceyarısı) bence çok güzel bir film, hele ki edebiyat sevenlerin tekrar tekrar izlemek isteyeceği, üzerinde çok konuşulacak, izlemesi de gayet keyifli bir Woody Allen filmi. Ama "en iyi film" parlaklığında bulunmayacaktır diye düşünüyorum. "The Help"de (Yardımcı) de bu parlaklık var, yine de ikisi arasında seçim yapmam gerekirse The Artist derim. Descendants'a pek şans vermiyorum.

En İyi Yönetmen Adayları: Michel Hazanavicius (The Artist), Alexander Payne (The Descendants), Martin Scorsese (Hugo), Woody Allen (Midnight in Paris) ve Terrence Malick (The Tree of Life). 

Ah, keşke Hugo'yu izlemiş olsaydım. Hiçbiri değil ama Hugo beni ikircikli bırakıyor, tahmin yapmıyorum, yazı tura atıyorum resmen: Michel Hazanavicius . Ama Martin Scorsese harikalar yaratmış olabilir.

En İyi Erkek Oyuncu Adayları: Demian Bichir (A Better Life), George Clooney (The Descendants), Jean Dujardin (The Artist), Gary Oldman (Tinker Tailor Soldier Spy) ve Brad Pitt (Moneyball).

George Clooney kesinlikle değil. Tamam iyi oynamış ama mucizeler yaratmamış. The Descendants dışında sadece The Artist'i izlemiş olduğum için müsaadenizle burada tahmin yapmayayım. Ayıp denen bir şey var sonuçta.
En İyi Kadın Oyuncu Adayları: Glenn Close (Albert Nobbs), Viola Davis (The Help), Rooney Mara (The Girl with the Dragon Tattoo), Meryl Streep (The Iron Lady) ve Michelle Williams (My Week with Marilyn).

Viola Davis  hakikaten iyi oynamış. Ben Glenn Close'u da beğendim, her ne kadar adı pek geçmese de. Meryl Streep'i izlememiş olmak bir eksi tabii, herhalde Demir Leydi'yi hakkıyla canlandırmıştır. Okuyucu jokeri hakkımı kullanabilir miyim?  

En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Adayları: Octavia Spencer (The Help), Berenice Bejo (The Artist), Jessica Chastain (The Help), Janet McTeer (Albert Nobbs) ve Melissa McCarthy (Bridesmaids).

Octavia Spencer önde görünse de, Berenice Bejo ya da Janet Mc Teer 'de aklım kalıyor. Valla zormuş bu tahmin işi...

En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Adayları: Kenneth Branagh (My Week with Marilyn), Jonah Hill (Moneyball), Nick Nolte (Warrior) Christopher Plummer (Beginners) ve Max von Sydow (Extremely Loud & Incredibly Close).

Sadece Beginners'ı izledim; filmi de, Christopher Plummer'ı da çok beğendim. Başka şansım da yok ama, onu tek geçiyorum. Oscar'ı alırsa helali hoş olsun. 

Diğer adayları oylamaya vakit yok. 
Sadece şunu söyleyeyim: İran filmi "Bir Ayrılık" (A Seperation) ve Woody Allen'ın  "Midnight İn Paris"i mutlaka ödül alsın. Ben de ilk fırsatta gidip HugoYu izleyeyim. Tabii sinemada...

İyi seyirler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder